1. Malezya günleri

Yazı ve fotoğraflar: TUBA YÜCE
Malezya’da tek bir mevsim var, o da yaz. Hava sıcaklığı ortalama 30 derece. 20-25 derece olduğunda üşüdüklerini söylüyorlar. Ben Türkiye’deki mevsimleri anlatırken hayretle dinlediler; hiç kar görmemişler meselâ.
2. Malezya günleri

Malezya’da yağmurlar da bizim bildiğimiz gibi değil, bardaktan boşanır gibi yağıyor. Tabii bu kadar sıcak ve yağmur bir araya gelince her yer yeşilliklere bürünmüş. Kocaman ağaçlar, benden büyük yapraklar var.
3. Malezya günleri

Bir de tropikal meyveler var. Kiminin tadı kokusu çok, kiminin dışı acayip ama hiç tadı yok.
4. Malezya günleri

Kuala Lumpur’da bir botanik bahçesine gittik. Muz ağaçlarını, yerden çıkmış ananasları görünce çok hayret ettik. Marketten aldığımız bir meyvenin bitki halini görmek insanı şaşırtıyor: Sübhanallah, bu kara topraktan bu koku, bu tat, bu şekil nasıl çıktı? Babamın her zaman tekrarladığı gibi, kim yaptı bunu kim?
5. Malezya günleri

Hiç tadı yok dediğim meyve bu, ejder meyvesi. Sanırım Türkiye’de de yetiştirmeye başlamışlar.
6. Malezya günleri

Malezyalı arkadaş “Hindistan cevizlerini nasıl topluyoruz, biliyor musun?” diye sordu ve anlatmaya başladı. Köylüler maymunlara “Git, getir” diyormuş, maymun da ağacın tepesine tırmanıp hindistan cevizini getiriyormuş. Arkadaşım “Biz onlara küçüklüklerinden itibaren yemek veriyoruz; bize alışıyorlar” dedi.
7. Malezya günleri

Kuala Lumpur’da çok büyük bir kütüphaneye gittik. Bizim bildiğimiz kütüphanelerden biraz farklı burası: Ayakkabıları çıkarıp da giriliyor kütüphaneye.
8. Malezya günleri

Beş katlı kütüphanenin bir katında insanlar gelip sessiz bir şekilde ders çalışırken, diğer katta grup halinde ders çalışabiliyorlar. Alt katta çocuklar oyun oynuyor. Her katta mescit var.
9. Malezya günleri

Burada yemekler çok baharatlı. Acı meyvelerin üstüne bile acı döküp yiyenler var. Bir de tatlıyı çok seviyorlar. Denizden çıkan her tür şeyi yiyorlar. Genelde yemekleri elleri ile yiyorlar çatal pek kullanılmıyor. Çoğu insan çalıştığı için evde pek yemek pişmiyor, genellikle dışarıda yemek yiyorlar; dolayısıyla yemek yerleri hep dolu oluyor. Eğer Malezya’ya gitmeyi düşünüyorsanız yanınıza bir miktar yiyecek almanızı tavsiye ederim; çünkü burdaki tatlar bizim alışık olduğumuzdan biraz farklı.
10. Malezya günleri

Malezya’nın camilerinde ayakkabıları avlunun dışında çıkarıyoruz. Mermerlere ayakkabı ile basılmıyor.
14. Malezya günleri

Pembe minareli Putra jaya camii Malezya’da mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri.
17. Malezya günleri

Camie gelen turistlere dışarıda kıyafet veriliyor. Şortlu erkeklere de etek veriyorlar.
18. Malezya günleri

Camiler sadece namaz mekânı değil, yaşam alanı. Ramazan’da iftarlar veriliyor, çeşitli programlar düzenleniyor. Anne babalar teravih namazını kılarken çocuklarını oyun alanlarına bırakabiliyorlar.
19. Malezya günleri

Malezya’da Hindistanlılar ve Çinliler çok. Bazen insan kendisini Hindistan’da gibi hissediyor, bazen Çin’de. Bir de İngilizler var. Burada arabalar ters: İngiltere’deki gibi şoför koltuğu sağda. Dolayısıyla yollar da ters.
20. Malezya günleri

Yolda karşılaştığımız birbirinden farklı onca sima, bana şu âyeti hatırlattı:
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık; sonra da birbirinizi tanıyasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ sahibi olanınızdır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyden haberdardır. (Hucurat, sûresi, 49:13.)