Ayakkabımın bağı kaybolmuştu. Bir duâ ettim.
Dedim ki:
- Rabbim, hiçbir şey sana meçhul değil. Bir garip kulunun bir âdi ayakkabı bağı bile…
- Rabbim, ben büyük küçük her şeyimi ancak Sana arz edebilirim biliyorum. Ve Sen beni illâ ki duyar, dinlersin inanıyorum.
- Rabbim, “İsteyin vereyim” buyuruyorsun, istiyorum çünkü muhtacım, istiyorum çünkü ancak Sen verebilirsin, istiyorum çünkü Senden istemek çok güzel.
- Rabbim, kaybım / derdim / ihtiyacım alarm gibi; bana duâ vaktinin girdiğini bildiriyor.
- Rabbim, biliyorum ki duâ etmek demek, huzuruna durmak demek. Kul başka ne ister?
- Rabbim, biliyorum ki Senin gücün her şeye yeter!
- Rabbim, itikadım var ki o ayakkabı bağını bulmak eğer hakkımda hayırlıysa buldurursun. Yok değilse nasıl hayırlı ise öyle oldurursun. Çünkü Sen kullarına çok Rahim, çok Kerimsin.
İşte böyle; ayakkabı bağı bahane, duâ edebilmek şahane!..
— Şeyma Gür