ŞEYMA GÜR
O kadar küçüktüm ki kendimi göremedim.
Aczim ise boyumdan ziyade.
İhtiyaçlarım umman ise iktidarım o ummanda bir koz kabuk.
Lâkin Rabbim duayı verdi elime.
Baktım her yere yetişiyor.
Dua dediğin geçmiş-gelecek demiyor, uzak-yakın bilmiyor, her yer, her zaman, herkesle rabıtam oluyor.
Sonra “İste cevap vereyim” buyurdu Rabbim.
Hiç cevapsız kalmadım.
“Çok yakınım” dedi. “Şah damarından bile.”
Rabbimi kendime, kendimden yakın bildim.
Dualarım şefkatime merhem.
Tefekkürüme, hayretime, muhabbetime tercüman…
Aczimi sevdim ben.
İhtiyaçlarımı sevdim.
Derdimi sevdim.
Zira beni götürüp dualara icâbet eden ol Rahman’ın kapısına koydular.
Dilime kamçı, kalbime teselli, Rahmete basamak oldular.
Türlü türlü tecelliyâta seyrangâh oldular.
Sözü zâyi etmedi Semi’-i Mutlak.
Katına yükseltti.
Duam ile oldum âlemlerin Rabbine muhatap.
Tenezzül etti, hem dinledi, hem kıymet verdi “İnsanların Rabbi.”
O ki beni yarattın Rabbim,
Üstelik insan ettin.
Lütfunla kendinden haberdâr eyledin.
Ayrılmam kapından, vazgeçmem asla duanın imtiyazından!